Parmaklarımdan eksik olmayan kalemin yerini alıyordu sigaram.
Dönüp durduğum bu şehirde gökyüzü yoktu,
Adımlarımı uzay boşluğuna salıveriyordum ütopyamdan.
Ben boşluğum...
İçimi dolduramıyordu hiç bir güç, çıkıp ben burdayım diyemiyordum tanrıya seslenerek ki zaten göz önünde ki farkındalığımdan şikayetciydi günahlarım.
Kendimi kazanamadığım kadar kazandım şimdilerde bunu neye(kime) borçluyum bilmiyorum.
Akıl sağlığım bir şizofreni datası fakat genede iyiyim.
Sanırım..
Ruhum fosilleşmiş.
Bok çukurunda bir beden var etmek benimkisi.
Hiç bir parfümden güzellik var edemezdim.
Havaya sıktığım parfümünün toz halindeki görüntüsü ve içinde ki yapay şehvet kokusu burun deliklerimden zevk uçlarıma geçmişimizi enjekte ediyorken bir adamın terk edilişiydim ben.
Sanırım bu yüzden resetlendim.
Değiştim, yada on bin parçaya bölünen o ceset bendim.
Bilemiyorum lanet olası...
Kayboluşlarımın bir önemi kalmadı.
Ölüyorum ve dirilmeyeceğim.
Dokunuşlarını hissedemeyeceğim kıyafetlerimin üstünden ki yakardın sen bir aralar tenimi kış mevsiminde..
Seni anmıyorum.
Seni yok ediyorum.
Anlatışlarımın yalnızlık dokusu incedir kağıtdan.
Seni yazıyorum...
Ve seni yalnızlığıma döküyorum kalemin donuk mürekkebinden yarım yarım.
- Grey Lavey
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder