29 Ağustos 2016 Pazartesi

PARADOKS

 Geziyorum, boş bir şehrin manidar sokaklarında.
Anılarımı kazıyorum duvarlarına, sanki özgür değilim ama bütün dünya bana ait. 
Sınırlarımı zorluyorum arada, kimse bakmaksızın ağlıyorum bank köşelerinde. 
Sesimi duyuramıyorum, ama herkes beni dinliyor?
Bir şeyler istiyorum kendimde, ama onlara da sahibim? 
Polisler peşimden koşuyor, çatılarda fink atıyorum, eğleniyorum ama hiç eğlenceli değil.
Bana inanmıyorsun yaptıklarımı gördüğün halde,
Sende çok iyisin, ama benim gördüğüm kadar.


22 Nisan 2016 Cuma

REALİSTİK





Ben ne anlatıyorum ya?
herkes bir şeyin peşinde, herkes kendi hayatını kurtarma peşinde.
Peki ya ben?
neden kendimi avutayım ki.. bende bir şerefsizim, bende kötülük yaptım, bende insanlara zarar verdim neden hala insanlara bir şeyler anlatma derdindeyim?
neden insanlara ders verme çabasındayım?
elime ne geçecek?

HİÇBİR ŞEY

Ama ben böyle doğdum, insanlara zarar verirken aynı zamanda onlara yardım etmeye çalışıyorum.
Neden bunu yapıyorum?
ben sadist miyim?
ben ruh hastası mıyım?
ben neden diğer insanlar gibi normal olamıyorum?
neden benim hayatım da zorluklar var?
neden daha büyüklerine sahibim?
neden normal insanlar gibi benimde normal sorunlarım yok?
bu haksızlık değil mi?
bu hakkım değil mi?
neden ben?
kimse neden bana el uzatmıyor?
neden bu siktiğimin ülkesinde Suriyeliler benden daha değerli?
neden insanlar bu kadar kötü?
neden bu kadar kötüyüm?
neden bu kadar iyiyim?

...

Birileri bu soruların cevaplarını vermeli, ben artık bıkıyorum, kendimi tüketiyorum, azar azar gidiyorum buralardan, parça parça ölüyorum aslında.

Bizim ruhumuzu neden yıpratıyorsunuz biz size yardım etmeye devam ederken?
gözünüze soka soka bunu yaparken neden ruhumuz taciz ediliyor?
en iyi tanıdığım insana neden ben yardım edemiyorum?
neden iyileşemiyor?
neden iyileştiremiyorum?
ben yapamazsam kim yapacak?
ölecek mi?
yas mı tutacağım?

...

Bunları kurcalamaktan ruhum yıprandı, sürekli yoruluyorum.
Alıştım diyorum kendime bu iyi bir şey mi?
Alışmışlık bunca şeye alışmak.. Doğru mu?
Kimi kandırıyorum yerin dibindeyim.

İnsan bazen kaldıramıyor dolmuş oluyorsun biriktire biriktire hepsine patlayınca kan kusuyorum etrafa..
neden yapıyorum bunu?
kendimi acındırmaya devam ediyorum.
Bütün toplumun baskısı benim üzerimde.

Neyse yeter bu kadar ağladığım.
Beni dinlediğin için teşekkür ederim.

-Stefan Vylve



















9 Kasım 2015 Pazartesi

ANONİM BİYOGRAFİ


Zamanın farklılığını bazen hissedersin vücudunda, kiminin ne halde olduğunu anlatır gözlerin kimi zaman.
"Hayatımı siktin".
Diyebileceğin bir sürü insan oluyor, en başından en sonuna kadar hayatının.

Ben hayatımı kimi zaman dövüşerek kimi zaman komilik yaparak kazandım, aslında herkesin bazı klasikte olsa sorunları vardır bunu yadırgamıyorum, ama benim de genelin üzerinde bir zor yaşantım var.

Akşamları evden kaçıp dışarıda antrenman yapıyorum aslında yapıyordum dikkate almam gereken insanlar vardı çünkü bunun farkında olduğum için bıraktım geride bıraktım hepsini ama bazen aklıma öyle şeyler geliyor ki dışarısı beni çağırıyor gibi hissediyorum bana bağırdığını duyuyorum o hayatı iple çektiğim zamanlar oluyor kendimi tutamayacağımı hissediyorum arada tekrar kaçıp kendimi eğitiyorum.

Ama bu bok çukurundan çıkamıyorum.
Korkuyorum, sözümde duramayacağımdan.

Eskisi gibi hasta olacağımdan korkuyorum aslında yaptıklarımı hatırlıyorum rüyalarıma giriyor sular içinde uyanıyorum derin uykularımdan yediğim darbeler yediğim kazıklar hepsi bir anda oturuyor içime bazı zamanlar oluyorki bir anda yaşıyorum hepsinin acısını.

Kelimelere, cümlelere, harflere ve sesimize mahkumuz sadece benim düşüncem bu, kimisinin hayatı sadece iki dudak arasında aslında biliyor musunuz biz sadece sisteme köleyiz.. 

16 Ekim 2015 Cuma

On sekiz

Kendimi iyi hissetmiyorum.

Hep aynı sabahlar içinde yaşamaktan sıkıldım artık...

Sizler bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz bilmiyorum fakat ben artık yoruldum.

Ulan daha onsekizim...

Yaşamam gereken onlarca harika şey varken ben tüm bu güzelliklerden soyutlaşmayı seçtim.

Peki neden!

Neden herşey berbat?
Neden herkes sahte? 
Neden böylesiniz? 

Ya amına koyim neden yalnızlık var?

Büyükdükce ne olgunlasabiliyorum nede cocuklasabiliyorum...

Kendime hiçbirşey katmadım şu yaşıma kadar.

Hep aynı yerdeyim.

Artık geriye bakınca ayak izlerimi görrmiyorum.

Hala o okul bahcesinde önlüğü dağınık bir şekilde oturuyorum.

Hala mahallemin dar sokaklarında elimde dondurma ve cerezle dolanıyorum.

Hala cocukluk dostlarımı özlüyorum.

Hala apartman zillerine basıp kaçıyorum ben.

Hala büyükbabamdan harçlık istiyorum verdiği üç kuruşla plastik top yuvarlıyorum evimin bahcesinde...

Hala yapraklarını dökmediğim erik ağacları var ulan!

Ben 10 yaşımdan ilerisini göremiyorum.

Benim bunları kaldıracak gücüm yok.

Varolmamalıydım.

Belkide bu durumda olmamın sebebi gecmise dönük yaşamam.

Çünkü yarınlarım hep bir parçamı geride bırakıyor.

Beni böyle bir yaşama sürükleyen tüm sebeblerden nefret ediyorum.

Cocukluğuma selam olsun...

- Grey Lavey


11 Ekim 2015 Pazar

Majör Vasiyeti

Her derin nefesimde göğsüm sıkışıyor.

Yaşamayı öğrenemedim hala...

Zihnimin içinde daha önce göremediğim sorunlar beliriyor.

Cevremdeki insanları kendimden uzaklaştırdım.
(Bunu istiyordun grey)
Artık müzik yapamıyorum.
Kendimi ölüme hazırlıyormuş gibi hissediyorum.

Hatırlanmak istemiyorum, bu düşünce beni mahvediyor.

Ne çok kadın gelip geçti....
Keşke içinizden birini özel kılabilseydim.

Sizlerde diğer insanlar gibisiniz.

Keşke normal biri olabilseydim.

Benim iç dünyamın bir atmosferi yok.
Yeryüzü desen hala okyanusun dibini keşfetmekteyim.

Geleceğim hakkında belirli bir planım yok.
Şuan ne halt yediğimin bilincinde bile değilim.

Kendimle çelişiyor bir söylediğim diğerini tutmuyor bazen...

İnanclarım yok.

Zamanın ne kadar cabuk gectiğini görebiliyorum.

Engel olamıyorum.

On sekizim ben yarın ise on dokuz.

Belkide sabah gözlerimi acamayacak kadar çürümüş bir bedene sahip olacağım.

Benim içim yok.

Var olmayı hiç kimse istemedi.

Hayatıma girip cıkan ne cok insan gördüm. 

Ne çok acı...

Artık hiç birşey hissedemiyorum.

Kafam yerinde değil...

Hayatımdan cıkan tüm insanlardan özür diliyorum.

Hoşcakalın.

- Grey Asteliel

30 Ağustos 2015 Pazar

Sorgu

Bu gezenin yer yüzünde ki kırıntılarıyız.
Galaksinin evrensel sinyallerini göremeyecek kadar yokuz aslında.
Herşey göz kapaklarının açılmasıyla başlıyor ve kapandığında ise bilinmezliğin dibine batıyoruz. Bir ölü ile diyaloğa girseydiniz soracağınız ilk şey ne olurdu?
Peki ya bir ölü konuşabilseydi tanrının varlığını kabul edermiydiniz? 
Peki tanrı sizin aklınız ise?
Size bu düşünme gücünü veren kim? Sorusu ile çelişirdiniz.
Hiç bir zaman sorgularılarınız refaha eremeyecek.
İnsan beyninden ortaya sürülen tezlerin hepsi çürütülebilir kalıplaşmış fikirlerdir.
Bilinmezlik bile bir tezdir.
"Yaşa ve öl"
Neler olacağını göreceğiz.

- Grey Lavey

10 Temmuz 2015 Cuma

YER ALTI SAKİNLERİ '' ARAF ''

Delirteceğiz bir cenneti cehennem olasıya dek!
Olaki yok cennet yada cehennem? O zaman yaşam formum küle dönene dek günahları kaburgalarıma işleyeceğim.

 Sadece korkuları düşünür göz bebeklerim deki büyüyen endişem. Odamda ki varlıkların silüetlerine uzanıyorum, parmaklarımı aralıyor karanlık eğilimler. Boynumdaki nihai morluklar omuzlarımdan ağırlaşıyor.
 Hissedemiyorum ruhumu ansızın korku veriyorum hayatımdan, insanlardan, etrafımdaki tüm varlıklardan. Yanlış evrende yaşıyorum istemsiz olarak kemiklerimdeki günahlar canımı yakıyor bazen.
 Ölene dek devam edecekti içimdeki acı
. Artık hiç bir şeyi hissedemiyorum.

Bana engel oluyorlar, Yaşamamı istiyorlar ama sadece acı vermeye devam edebilmek için

. Beni arıyorlar biliyorum ama ölene dek bulamayacaklar izin vermeyeceğim.

 -Stefan Asteliel & Grey Lavey